17 Şubat 2018 Cumartesi

Köprünün altından akan tonlarca su

Pist,

Hadi gel babana bir sürpriz yapalım. Ona hiç söylemeden yeniden başlayayım bu bloga yazmaya :) Kendi kendine elbette fark etmez de ben guzel bir gun secer söylerim ona. Bir hediye gibi... Çünkü en çok o sevdi bu blogu, en çok o içlenerek ve hissederek okudu. Ve biliyor musun bu blogdaki bütün yazıların olduğu bir kitabı 50. yaşında hediye olarak aldı. Çok çok güzel bir gündü, bunu yazacağım sana...

Son yazıya bakıyorum, üzerinden yıllar geçmiş. Köprünün altından ne çok su akmış. Bir kere o okul projesi hayata geçememiş. En azından o yılda en azından İstanbul'da. Biz sana yeni bir okul bakarken kendimizi İngiltere'de bulduk. Bu giriş yazısından sonraki ilk yazı bu olmalı. İngiltere'ye geliş maceramız. Senin ilk günlerin ve bugünler...

Bu aralar subat dönem tatilindesin. Uyku saatin yok. Bugün sözde babanla yatacaktın. Sonra ben hadi o zaman yatağa dediğimde bana çok tatlı bir şekilde bakarak "yok yok ben odamda yatayım, biraz keyif yaparım" dedin. Maşallah bu keyif gece on ikiye kadar sürdü. Sonrasında yanıma uğradın ve konuşmak istedin. Okulca ilk kez gideceğin kamp için heyecanlıydın. Ve biraz konuşmak rahatlattı seni. Elinden gelse gitmeyeceksin ama gitmeden de büyünmüyor işte oğluşum. Sanırım seni rahatlatmayı ve ikna etmeyi başardım.

Senin kaygılarından kurtulup, gönül rahatlığıyla yattığın her uyku bana huzur oğlum.

Tatlı rüyalar

Annen