3 Ocak 2009 Cumartesi

O yanımdayken

Babanla birlikteyken korkmama hallerimden ikisini hatırladım şimdi sana yazınca. Birkaç sene önce çok kar yağmıştı ve neredeyse İstanbul'un her parkı, yokuşlu her sokağı kayak merkezine dönmüştü. Tuncay, Barış Dayın buldukları yokuşlarda kayıp eğleniyorlardı. Bense çok istememe rağmen bir türlü cesaret edemiyor, sadece gıptayla onları izliyordum. Birkaç gün sonra babanla buluştuk ve parka gittik. Çok dik bir yokuştan aşağı kaymaya karar verdi baban ve Barış Dayın. Baban çabucak bir leğen parçası buldu ve "hadi" dedi bana. Bir an bile düşünmeden geçtim arkasına. Baban yanımdaydı ya...

Sonra bir başka gün... Muko dedeni bir hastaneden diğerine naklediyorduk. Ambulansın önünde babanın yanında oturuyordum. Ambulans o kadar hızlı gidiyordu ki tamam dedim kesin başımıza bir iş gelecek. Sonra babanın elini tuttum ve ne olacaksa olabilir diye geçirdim içimden. O yanımdaydı. Tuhaf bir huzurla doldum.

Bu tarz bir güven ilişkisini, sevgiyi sana da yaşatabiliriz umarım ve umarım sen de yanındayken kendini böyle bırakabildiğin, böyle huzur duyabildiğin aşklar yaşarsın, dostlar edinirsin.

Yalnız karda kaymak için arkasına geçecek birini beklemeni de istememem benim gibi. Kay gitsin işte, en fazla bir yerini kırar, evde birkaç hafta yatarsın. Biz de babanla seni bol bol şımartırız bu süre içinde. Yaşamın keyfini çıkarmak için biraz da cesaret gerekiyor. Benim gibi potansiyel evhamlı bir anneye inat. 

Hiç yorum yok: