Hadi gel bugün biraz zor şeylerden konuşalım seninle; ama sonunu güzel bağlayacağımıza söz vererek... Annen bu bloğu doğumun hemen ertesinde senin doğumuna dair hislerini yazıp kapatmayı düşünüyordu. Derken kötü bir haber aldı ve hayatında ilk kez kendi ölümünü düşündü. Öyle uzaktı ki o güne kadar bu fikre; ya baban bir gün metro çıkışında bombalı bir saldırıya denk gelirse diye gözyaşı döktü de bunu aklının ucundan bile geçirmedi. Peki neden?
Çünkü annen –belki biraz da ölümden sonra yaşama inanmamanın rahatlığından- kendi ölümünün kendisi için anlamsızlığını bildi. Ama sevdiklerini kaybetmenin acısını bir ömür boyu taşımanın ağırlığından korktu hep... Ve sonra işte o kötü haberi aldığı gün bir başka korku yerleşti kalbine... Sizleri yalnız bırakmanın korkusu. Kendini size haksızlık yapıyormuş gibi hissetti. Babanın yalnız geçireceği gecelerin üzüntüsünü hissetti, ailesinin yaşayacağı acıyı, dostlarının gözyaşlarını. Biraz deliliğinden biraz aşkından; önce babanın bir an önce yeniden aşık olup mutlu olması için çareler düşündü, sonra “onunla ben yaşlanmalıydım” diye gözyaşı döktü.
Seni düşündüğünde ise ilk aklına gelen ne kadar şanslı olduğuydu. Çünkü baban yanında olduğu sürece senin çok mutlu, çok sağlıklı bir delikanlı olacağından o kadar emindi ki... Bu eşine az rastlanır güven için minnet duydu babana ve bir kere daha sevdi onu. Annen işte eninde sonunda yine dönüp dolaşıp babanı sevecek bir şeyler buluyor görüyorsun.
Günler geçti tabii; o ilk şoklar atlatıldı, istatistiklerle barışıldı, umut yeşertildi. Annen şimdi bu bloğu son bir yazıyla değil bir fotoğrafla kapatmak istiyor. Güzel haberleri aldıktan sonra çekilmiş bir fotoğraf... Güneşli bir günde çekilmiş... Parkta, çiçek açmış bir ağacın önünde. Kucağında sen. Baban deklanşöre tam da birbirimize gülerken basmış.
Senin, benim, baharın, yaşamın, mutluluğun fotoğrafı.
Hiç solmayacak...
13 Şubat 2009 Cuma
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
3 yorum:
fotografinizi cekmek icin cansularin fotograf makinesini odunc alayim, basinca deklansore arka arkaya cekmesi cok hosuma gidiyor.
halbuki ben burayı kapatacağını hiç düşünmemiştim. ne bir yazıyla ne de fotoğrafla. sen yine güzel ve uzun yazacaktın ben de her akşam keyifle okuyacaktım. tabii ki karar senin. ama bekliyorum. sadece fotoğrafı değil, kocaman bir albümü...
Belki de ben de vazgecemem Leylancigim. Firati hep birlikte buyuturuz buralarda :)
Yorum Gönder