9 Şubat 2009 Pazartesi

Geldiğinde...

Oğlum, sanmıştım ki sen doğduğunda bir annelik haresiyle sarmalanacağım. Sanmıştım ki bir anda bütün dünyam sen olacaksın ve sanmıştım ki senin doğduğun o an seninle aramızda onlarca yıldır bir aradaymışız gibi, birbirimiz için varız gibi bir sevgi olacak. Ve yine sanmıştım ki senin kokunla sarhoş olacağım... Yanılmışım. Anne olmak o kadar kolay değilmiş meğer. Filmlerdekine veya anlatılanlara benzemezmiş işin iç yüzü... Ya da benim için öyle olmadı diyelim. Peki bu kötü bir şey mi? Elbette hayır. Dinle.

Sen karnımdayken ilk aylarda tutuk bir ilişkimiz vardı seninle. Sabahları çekinceli bir günaydınım vardı sana; elim belirli belirsiz dolaşırdı karnımda. Sonra aylar geçti, geçtikçe yeni bir dil kurdum seninle, yeni bir dünyaya girdim, o dünyadaki her şeyi adım adım çok severek... Artık seninle konuşmadan, seni sevmeden bir anım geçmez oldu. Senin doğduğun güne kadar sürdü bu. Doğduğun gün biraz hayal kırıklığıyla fark ettim ki şimdi her şeye yeniden başlamak gerekiyordu. 9 ayın devamı gibi yaşanmadı ilk günün.

Kucağımdaki ilk anında tanıştık ilk kez. Biraz yabancı, biraz tutuk öptüm seni. Sonra seni izledim hep, bu yeni duruma alışmaya çalıştım. Karnımdaki Fırat’la karşımdaki Fırat arasında bir bağ kurmaktan çabuk vazgeçtim, işe yaramayacağını bildiğimden.

Saatler geçti ve sonra günler... Ben her saat ve her gün seni sevecek yeni şeyler keşfettim. Esnerken yüzünü yukarı bir çevirişin vardı örneğin çok kendine has; onu sevdim. Sütünü emerken sonlara doğru inleyişini, ağlamadan az önceki miyavlar gibi seslerini, ilk göz göze gelişimizi ve senin gözlerini hiç kaçırmadan bana bakışını... Kimi zaman gözün açık öyle sakince etrafını izleyerek yatışını... Sen gazını çıkardığında hissetiğim rahatlamayı... Ve elbet böyle yakışıklı bir oğlan oluşunu...

Evet annen varlığınla sarhoş olmadı, bir anda (ve bir bakıma hala) kendini “anne” gibi hissedemedi, çokça bahsedilen o büyüleyici süt kokusunu alamadı senden ama hep bildi. Bildi ki ilmek ilmek, emek emek örülecek bu sevgi de diğerleri gibi. Bildi ki babanı sevdiği gibi seni de çoğalan duygularla ve her geçen gün artan bir hazla sevecek. Bildi ki bu da bir arkadaşlık nihayetinde. Biraz tanışıklıkla büyüyen. Ve bildi ki anneliği küçük arkadaşından öğrenecek; biraz sabır ve çokça mutlulukla...

Yeni bir yolculuk başladı işte, 9 ayın sonunda...
Merhaba küçük yol arkadaşım!
Merhaba oğlum!
Sana eşlik etmek ne güzel...

6 yorum:

Leylan dedi ki...

Seni tekrar okumak ne güzel! Tüm zamanın, ilgin, sevgin Fırat'ın, kabul! Ama bizi de ihmal etme... Çok sevgiler ve kolaylıklar. :)

Hürücan dedi ki...

Teşekkürler Leylan. Bahardaki bir marjinal etkinliğine Fırat bey ile seve seve teşrif ederiz :) Herkese selamlar, sevgiler.

Nazlito dedi ki...

Hürcan sesini duymak isterim:)

Hürücan dedi ki...

Sesini duymak güzeldi Nazlı, en yakın zamanda çoluk çocuk buluşmak üzere :)

cemal dedi ki...

beydag, senin de amma cok yakisikli yol arkadaslarin var ha.

Hürücan dedi ki...

En yakışıklı yol arkadaşım sensin, canım benim :)