15 Temmuz 2009 Çarşamba

Düşmez kalkmaz bir baban

Haa düşmelerden bahsedince aklıma geldi. Şimdi kimi insan var bütün düşmelerini tek başına yaşamak ister. Ne bileyim bana bir tür güç timsali gibi gelir bu insanlar. Başlarına kötü bir şey geldiğinde en yakınlarına bile "üzülmesinler" diye söylemezler misal... Baban birazcık böyle insanlardan gibi. Bazı konularda sır küpüdür, bazı sıkıntıları tek başına göğüsler. Peki ya annen? Annen ise düşmeleri söz konusu olduğunda tam bir gevşek ağızdır yavrum. En ufak bir yeri ağrısın bire bin katarak anneannene, babana, dostlarına anlatır da anlatır. Onların ilgisinden, onların da o an üzülüyor olmasından bir tür iç huzur bulur. Birazcık bencillik ama böyle ne yapalım.

Ben acılarımı paylaşmazsam deliririm. İşte bu yüzden halan bir kist ameliyatı olacağı zaman bunu sadece babana o da ne olur ne olmaz diye söylediğinde şoka girmiştim. Ben olsam ooo, bütün risk faktörlerini de sıralayarak toplamıştım milleti başıma. Bugün yine kan verirken damar bulunamadığından canım çok yandı ve söylemediğim kalmadı nerdeyse... (Baban "içim sızladı, keşke yaptırmasaydın" dedi de mutluluktan öldüm bittim. Kolumun sızısı geçti gitti sanki)

Sen erkeksin, ilk gruba girersin diyeceğim ama hiç de öyle olmayabilir. Çünkü örneğin dayılarının da benden aşağı kalır yanı yoktur. Barış ne zaman hastalansa arayıp bana bildirir hemen. Bizim ailede "şu rahatsızlığı çaktırmadan yaşayıp geçireyim" diyen bir anneannen vardır oğlum. Onun dışında biz ne zaman düşsek "yahu kimleri toplasak başımıza" diye sevdiklerimizi şöyle bir yoklarız.

Bence sen de bizim gruba dahil ol. Çok eğlenceli.
Ne o öyle tek başına acılara göğüs germek falan, film gibi...

3 yorum:

Leylan dedi ki...

Çok eğlendim okurken. Hele son iki cüme müthiş! Hastalıklarımdan, ağrılarımdan filan bahsederken bana mızmızlık yapıyorsun diyenlere aldırmayıp bu yazını hatırlayacağım...

Hürücan dedi ki...

Leylancığım sen mızmızlık yapıyorsun diyenlere tıka kulaklarını. Azıcık söylenmedikten sonra hastalanmanın ne anlamı kaldı :)

Bu arada senin bir yandan da çok cesur olduğunu hatırlıyorum. Dilini ısırmıştın sanırım bir kere ve sanki hiçbir şey olmamış gibi objektife bakarak diktirmiştin :) O fotoğrafını gördüğümde "vay be" demiştim. Sene bilmem kaç...

Leylan dedi ki...

Olayın absürdlüğünden öyle bakmışımdır. Gülsem mi ağlasam mı bilemediğimden... Dilini ısırıp da diktiren kaç kişi vardır ki? :)