16 Temmuz 2009 Perşembe

"Taktı abicim taktı"

Bu aralar bakıyorum da her şeyle tam bir minik kaşif olarak yakından ilgileniyorsun. Halının tüyleri, babanın göğüs ucu, koltuğun kenarı, balkondaki domates fidesi, bütün kumandalar senin oyuncağın. Her şeyden çok çabuk sıkılıyorsun. Bir süre oynadığın bir oyuncakla yeniden oynaman için o oyuncağı uzun zaman görmemen gerekiyor. Baban senin bu halinle ilgili olarak bana yan yan bakıp "kime çekmiş acaba?" diyor...

Ben de senin gibi bir şeye taktım mı takar, işin cılkını çıkarır sonra tamamen bıkar ve bir daha asla yüzüne bakmam. Bir dönem Metro çikolataya takmıştım kafayı; o kadar çok seviyor o kadar çok seviyordum ki günde iki üç tane yemeden rahat etmiyordum. Sonra bir gün bıktım ve bir daha bakkalda yüzüne bile bakmadım. Herhalde yemeyeli birkaç yıl olmuştur.

Son maymun iştahlılığımdan sen de nasiplendin. "Herkes yavrusuna bir şey örüyor hadi ben de altta kalmayayım" dedim ve beyaz bir yelek örmeye karar verdim sana. Şöyle bir sırtı kaplayacak kadar alanı ördüm fakat o kol kesme denen lanet yere geldiğimde Elife Halan defalarca nasıl yapılacağını anlatsa da bütün hevesimi kaybettim ve olduğu gibi bıraktım senin yeleği. Sonra bari sabun bezi yapayım bundan dedim ve kesip şişten çıkardım. Püskül müskül yapacaktım öyle kaldı. (Tüm bunlar olurken Gözde teyzen senin için üstelik işinin en yoğun olduğu zamanda bir battaniye örüp bitirdi. Hem de modelli). Bu annenin el emeği göz nuru parçası sanırım baban tarafından bir operasyon esnasında çöpe atıldı. Sahi ya benim depresyon çantam ne oldu? Kesin baban atmış veya birine verdirmiştir zorla. Oysa içinde şişler, ipler, ne güzel püsküller, yumak toplar vardı ve canım sıkkınken özellikle de kışsa çok işe yarıyordu. Len Cemal, aynılarını topla bana çabuk kış gelmeden.

Neyse sözün özü, şu an tüm bebekler gibi maymun iştahlısın ama olur da bu hal sürerse suç benimdir. Yalnız sen de benim kadar şanslıysan; umarım benim babanı bulduğum gibi hiç bıkılmayacak bir eş bulur ve yıllarca bu oyuncakla hayatı neşelendiren binbir oyun oynarsın.

Baban benim için yemekten hiç bıkılmayan bir Metro çikolata, içtikçe içilesi gelen bir bardak fındık şuruplu cafe latte, bitmesin diye dua edilen koca bir tencere yaprak sarma.

Yerim ben bu babanı...

2 yorum:

cemal dedi ki...

birakin elimi ayagimi, kendimi nereye koyacagimi sasirdim. ben en iyisi saklanayim, kimseler gormesin beni bu halde.

cemal dedi ki...

kisin caninin sikilmayacagini cok iyi biliyorum, bunu sende biliyorsun.