7 Mayıs 2009 Perşembe

“Pamukladı mıydı kavaklar, kiraz gelir ardından”

Bugün işten sana gelirken kavak pamukları uçuşuyordu havada.
Kavaklar pamukluyor, kiraz geliyor; oğlumun ilk yazı yaşanmak için bekliyor.

Kiraz, deniz, kayısı, ilk sözler, ter, sıcak, karpuz, bir minik diş, şapka, terlik, hamak, ilk emekleme, köy, dağdan gelen sürü, yıldız dolu gökyüzü, dalından vişne...

Bu yaz biliyorum ki mutluluk vaat ediyor. Oğlumun bütün mevsimleri gibi...

Fonda Selda gencecik sesiyle türküler söylüyor, annenin içinden eşlik etmek geçiyor. Annen koynunda sen uyuyakalmak istiyor türküler söylerken. Bir yaz gününün akşamüstünde...

Sana söylemek için bir an önce ezberlemeliyim bu türküyü:

Gara dağda gar aldında ufağ ufağ mezerler

Yeddi ceset hetim hetim zap suyinde yüzerler

Hökümata arzeylesem azarlar

Ben ketumo
ben hetimo

Ben ne biçim votandaşşam, hoooyyy babooov?
….
Angara’da anayasso

Ellerinden öpiy hasso

Yap bize de iltimasso

Bu işin mümkini yoh mi, hoooyyy babooov?
….

Hiç yorum yok: