23 Aralık 2008 Salı

Biliyorum o halde seviyorum

Dün babanla sinemadaydık. Filmin kötülüğüne bir de salonun sıcaklığı eklenince ikimiz de iyice bunalmıştık. Ara verildiğinde Granita standının önünde buldum kendimi, yalnız bir türlü karar veremiyordum içip içmemeye. Baban içmem için ısrar ediyordu. Ben itiraz ederken bir yandan da içimden içersem kesinlikle kavunlu içmeliyim diye geçiriyordum. Baban benim kararsızlığıma bir son verip çocuğa seslendi birden “bir kavunlu alabilir miyiz?” Çok şaşırdım. Metafizik bir şeylere inanmanın tam sırasıymış gibi görünebilir ama ben öyle düşünmüyorum. Baban o beş çeşit içeceğe baktı ve benimle ilgili tüm bilgilerini süzgeçten geçirerek o an sadece kavunlu içeceğimi “bildi”. Bu kadar basit işte. Baban beni “biliyor”. Ben babanı “biliyorum”.

Bir müddet sonra seni “bileceğiz”. Fırat’ın en sevdiği oyuncak, Fırat’ın güleceği sesler, Fırat’ın korkuları, Fırat’ın en sevdiği meyve, Fırat’ın hangi pozisyonda en rahat uyuduğu... Fırat’la ilgili her şey yazılacak defterimize.

Ve hep birlikte sinemaya gittiğimizde, baban sen daha büfeye yeni yönelmişken, elinde o an almayı düşündüğün çikolatayla belirecek karşında.

Hiç yorum yok: