27 Haziran 2008 Cuma

Bunlar senin kalp atışların

Yeni bir doktora gidiyoruz. Daha önceden tanıdığımız ve güvendiğimiz biri. Mügenin de doktoru aynı zamanda. Herman İşçi... Kısa bir ön görüşmeden sonra yine ultrason odasındayız işte. Karından bakıyor ve seni göremiyor doktor. Üstelik “gebelik kesesi boş” diyor. Ne düşeneceğimi bilemiyorum. Tuvalete gittiğim ve doktoru beklediğim o anlar öyle uzun ki. Doktor da bir türlü gelmek bilmiyor. Baban içerde oturuyor. Dayanamayıp çağırıyorum yanıma. O da bunu bekliyormuş. Gelip tutuyor elimi. Konuşamıyoruz ama... Doktor geliyor nihayet ve bir başka teknikle bakıyor. Hemen çıkıyorsun karşımıza. Büyümüşsün, içinde minik minik organların bile oluşmuş. Bu da kalbinin sesi diyor. Nefeslerimizi tutuyoruz ve pıt pıt pıt atıyor kalbin. Dakikada 130 kez... Baban çıkışta çok az dinletti kalp sesini diye kızıyor doktora. Bir de lakap takıyor “General Herman”. Çok deneyimli, kimi zaman çok sert kimi zaman da çok sevimli görünen bir doktor. Henüz nasıl bir ilişki kurabileceğimizi kestiremiyoruz. Yine de bir süre görmeyi en çok istediğimiz kişi olacağı kesin. Çünkü onu her gördüğümüzde seni de göreceğiz. Umarım hep sağlıkla ve mutlulukla...

Hiç yorum yok: