Her sabah ateşimi ölçüyorum yumurtlama takibi için. Bu kez her zamankinden biraz daha farklı seyrediyor sanki. Biraz daha yüksek ve düşmüyor bir türlü. Bir önceki teste rağmen bir umut var içimde. Dayanamıyor ve bir test daha alıyorum. Günlerden Cuma. (16 Mayıs 2008). Sabah saat altı civarında açıyorum gözlerimi. Testi de yanıma alıp tuvalete gidiyorum. Baban her şeyden habersiz uyuyor. Kullanma kılavuzunu ne olur ne olmaz diye bilmem kaçıncı kez okuyorum. Ve uygulamayı yapıyorum. Yukarı kaldırıyorum testi ve bu arada ellerimi yıkıyorum. Bir ara kafamı merakla uzatsam da göremiyorum. Ve elime alıyorum testi. Sonrası şaşkınlık, heyecan, mutluluk... evet işte orda o silik ikinci çizgi.
Yatağa dönüyorum. Baban da uyanmış. Uzanıyorum yanına. Bir türlü çıkmıyor ağzımdan o kelime, çıkamıyor. Sadece uzanıp dudaklarından öpecek gücü buluyorum kendimde. Sarılıyoruz. Sonra kendime yabancı bir ses çıkıyor ağzımdan “hamileyim”. Baban şaşkın. Gülümsüyoruz. İnanamıyoruz.
2 yorum:
bana sarildiginda borc para isteyecegini sanmistim.
o sabah cok guzeldi ki.
Yorum Gönder