17 Ekim 2008 Cuma

Bir tanışma hikayesi

Geçtiğimiz senelerde bir bayram günü gittim dedenlerle tanışmaya... Telaşlı, heyecanlı bir gündü. Herkes, her şey hatta duvarlardaki resimler bile beklediğim gibiydi. Tanıdık, huzurlu... Babaannen her zamanki gibi hiç durmadan bir şeyler anlatıyordu, Muko deden de arada onu bölüp bambaşka bir şey anlatmaya başlıyordu. O günden ve sonrasından dedene dair aklımda kalan en tatlı ve unutulmaz cümle "Elif aklına geliyor mu?"... Dedenin hem babaannene herkesten farklı olarak Elif demesi hem bunu söylerken ki keyifli hali onu düşündüğümde hemen aynı tonlamayla gelir aklıma...

O gün pek çok anı dinledim babaannenden ve Muko dedenden. İçlerinden "Aşık Mahsuni ve dayak yeme" anısını çok kereler daha duydum. Deden bu anıyı her seferinde öyle canlı, öyle yeniden yaşayarak anlatıyordu ki hiç bıkmadan defalarca daha dinleyebilirdin. Bir de anıları anlatırken arada koyverdiği kahkahaları ekleyince...

Tanışma gününde herkes bir aradaydı... Halan, amcan, kuzenlerin... Ve herkesin gözünün üzerinde olduğu bugünde normalde bu tip durumlarda kendini çok rahatsız hisseden annen çok rahattı. Kendi evinde gibi...

Oradan ayrıldığımda dedenin "sanki evimizin kızı gibi, burda büyümüş gibi" dediğini söyledi baban.

O akşam yılbaşıydı. Ve ben gerçekten de çok mutlu olacağım yeni bir yıla, yeni insanlarla çok mutlu bir giriş yapıyordum.

2 yorum:

cemal dedi ki...

Beydağ, aklına geliyor mu, babamın sana "taze turna" deyişi. Benim aklimda.

Hürücan dedi ki...

Benim de aklımda. Bir de her zaman önce yanaklardan sonra gözlerden öpüşü...