30 Ekim 2008 Perşembe

1461 Fırat, tahtaya...

Bugün yine rutin kontrolümüz için Herman Amca'daydık. Bu sefer kararlıydım, yüzünü görme isteğimi belirtecek ve seni görmeden çıkmayacaktım oradan. Nitekim işin sonuna yaklaştığımızı anladığımda hemen "yüzünü de görebilir miyiz" dedim. Ultrason aletini yüzüne doğru çevirdi ve saymaya başladı gözü, dudağı, yutkunuyor... Ama biz bir şey anlamıyor, siyah beyaz ekrana boş boş bakıyorduk. Anlayacağın bu kez general seni gösterdi ama biz göremedik.

Bir sonraki randevumuz 14 kasımda. Anneannen de yanımızda olacak; belki misafirimizin hatrına renkli ultrasonda gösterir general. Abinle gittiğimizde gösterdiği gibi...

Bu arada dün yaptırdığım testle kesinlikle şekerimin olmadığı ortaya çıktı (senden başka). Anlayacağın bildiğin tosuncuksun, 1461 gramlık bir tosuncuk. 19 gün önden gidiyorsun, kimbilir belki de 2008 bebeği olursun.

Yoksa biz seni görmek için bu kadar sabırsızlanıyoruz diye mi önden önden gidiyorsun sen de?

Babanla her gün senden bahsediyoruz, seninle ilgili hayaller kuruyoruz. Bazen bu hayallerin orta yerinde sağlam tekmeler atmaya başlıyorsun, durup seni izliyoruz.

O kadar hazırız ki sana, gelişine...

Hiç yorum yok: