Hani güzel bir filmi izlerken yalnızsan içinde bir burukluk vardır. Bu güzelliği birileriyle de mutlaka paylaşmak istersin. Yemek o gün çok güzel olduysa başkaları da tatsın diye hepsini bitiremezsin... Paylaşmak ihtiyacı kötü anlardan daha fazla güzel anlarda mevcuttur annende de... Şimdi sen karnımda öyle hop hop oynuyorsun ve ben mutluluktan kendimden geçiyorum ya, işte o anlarda herkes gelip karnıma dokunsun, bu mucizeyi yaşasın istiyorum.
Bugün mesela adsl faturasına itiraz etmeye gittiğimde öyle sert ve belirgin hareket etmeye başladın ki içimden karşımdaki adama "Boşver şimdi faturayı falan gel şu ufaklığın yaptıklarına bak" demek geldi... Büyümüş olmanın gereği olarak yapmadım elbet böyle bir şey, elimi hareket ettiğin yere koymakla yetindim...
Bu heyecanlı anları en çok babanla paylaşıyoruz tabii. Bazen o gelince birden sesin soluğun çıkmaz oluyor. Baban hareketsiz de olsan elinin senin üstünde olması fikrinden pek hoşlanıyor. Her gece uyumadan önce bol bol öpüyor ve konuşuyor seninle... Zaman zaman beni çekiştiriyor, zaman zaman sana olan sevgisini anlatıyor, zaman zaman hayallerini; ama konuşacak bir şeyler mutlaka buluyor... Onun sesini tanıyorsundur artık...
Sen bizi tanıyorsun yavaş yavaş, biz seni... Ve yavaş yavaş bu yeni tanışıklıkla yepyeni insanlar yapıyorsun bizi. Tazelenmiş insanlar...
Sürekli bir bahar havası.
10 Ekim 2008 Cuma
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder