21 Kasım 2008 Cuma

Babanın gülüşü...

Marjinal'in bloğunda bir video izlerken babanın çok güzel bir pozuna rastladım. Tam da sevdiğim tam da her görüşümde içimin ısındığı gibi gülüyordu baban. Görüntüyü durdurup onu uzun uzun izlediğimde gülüşlerinin her birini ayrı ayrı tanıdığımı düşündüm. Mesela dün yolda eve dönerken ben bir şeyler anlattıkça attığı çakırkeyf kahkahaları, senin fotoğrafına bakarken ki müthiş huzurlu tebessümü... Babanda da bana dair böyle bir "tanışıklık" duygusu var. Benim gülüşümden, bakışımdan, duruşumdan ne hissettiğimi çok iyi anlayabiliyor.

Geçen gün ben minik çaplı bir bunalım içindeyken; öyle tatlı öyle kibar bir şey yaptı ki; beni depresyona girdiğime de gireceğime de pişman etti. Eve gelirken en sevdiğim meyvelerden hem de aramızda esprisini yapıp durduğumuz bir yerden alıp getirmişti. Sarılmalar, öpmeler gece boyunca fayda etmedi ve sonunda sanırım baban da sıkılmaya başladı bu işten. Ben yanında somurtuk bir şekilde otururken dönüp "canım sen bugün çok yoruldun uyu artık istersen" dedi. Normal şartlarda çok güleceğim bu cümleye o an gülemedim ama pek hoşuma gitti. "Yeter artık"ın pek kibar bir ifadesiydi...

Baban hem çok anlayışlı, hem çok kibar bir adam; e üstüne harikulade gülüşlerini de ekleyince ona her bakışta bir daha aşık olmamak ne mümkün...

Ben bugün bir videonun ikinci dakika otuzaltıncı saniyesinde babana bir kere daha aşık oldum. Bilgine.

Hiç yorum yok: