29 Temmuz 2008 Salı
Yağmur yağdığında...
28 Temmuz 2008 Pazartesi
Abinden yeni öneriler
25 Temmuz 2008 Cuma
Eşittir annen
24 Temmuz 2008 Perşembe
Aklıma gelmişken
Suda
22 Temmuz 2008 Salı
Oyuncak demişken...
21 Temmuz 2008 Pazartesi
Masal...
Kocaman bir adam ve küçücük bir kadın sıradan bir günde sıradan bir iş için sıradan bir matbaaya gitmişler. O zamanlar bu adam ve kadın aynı işyerinde çalışıyorlarmış. Bir de arkadaşları varmış yanlarında bu küçük iş ziyareti sırasında.
O günlerde henüz bu çift ile arkadaşları pek de yakın değillermiş birbirlerine -"Düşeceğim tuzakları önceden gören, yalnızlığın ortasında yanımda duran, inandığım alıştığım paylaştığım"- sadece aynı ortamı paylaşıyorlarmış belki de sadece o zamanlar.
Dolayısıyla bu ikilinin arasında neler yaşandığının tanığı değilmiş arkadaşları. Taa ki o güne kadar.
İşte o gün büyük ve gri makinaların arasında renkli, pırıl pırıl birşey olmuş. Kocaman adam tam önünde duran küçük kadının başının üstüne doğru hafifçe eğilmiş ve büyük bir sevgiyle onun saçlarını koklamış. Bunu öyle tatlı, öyle aşk dolu ve öyle şefkatli bir şekilde yapmış ki, ve tam bu esnada kadının yüzü öyle güzel aydınlanmış ki yanlarındaki arkadaşları o anda anlamış bu adam ve kadının birbirlerine nasıl da aşık olduğunu...
ve sonra, yıllarca görmüş bunu düşünmekte ne kadar da haklı olduğunu, onları birlikte gördüğü her an içine bir huzur ve mutluluk dolduğunda.
ve onlar yıllar geçtikçe daha da çok sevmişler birbirlerini ve bir gün bu dünyaya işte bu sevgiyle büyütecekleri bir bebek getirmeye karar vermişler.
Bu bebek sensin canım, bu kocaman adam senin baban, küçücük kadınsa annen...
Sizi seviyorum.
Annenden oyun tavsiyeleri
miyav miyav
20 Temmuz 2008 Pazar
Barış dayı: yazı:3, sayfa: belli değil
Bir de buraya cinsiyeti erkek yazdık, şimdi kız olursa sonra bunları okuduğunda gücenmesin? Az kaldı erkek olacakmışım yaa deyip bunalıma felan girer allah korusun.
18 Temmuz 2008 Cuma
Anlamak
İnsan acılarını sever mi?
Rüyalar gerçek olsa... (yanmıştım!)
16 Temmuz 2008 Çarşamba
Sitemkar barış dayı
Ben burda bir sevgi selinin oluştuğunu görüyorum (şiirler felan) ve bu beni korkutuyor. Şayet size muz ve yemek yemeye geldiğimde evde de böyle bir ortam olursa, bu beni derinden yaralar. Yiğenim "seni seviyorum anne", "seni seviyorum baba" gibi iki ayrı cümle kurmak isteyebilir ayrıca "ben dışarı çıkyorum anne baba görüşmek üzere" diyebilir. Çıkmadan önce dudaktan öpüşmeler felan görmek acaip kötü bişe olur yaaa. Bak koçum sen sen ol biraz sert ol. Dışarı çıkarken "hadi görüşürüz ben dışarı çıkıyorum" de. Böyle "seni seviyorum maammm deeet"cilikten uzak dur. Böyle ol sana yıllarca biriktirdiğim bilgisayar oyun koleksiyonumu hediye edim. Tabii 18 yaşını doldurunca. Yav böyle de insan kendi kendine konuşuyormuş gibi hissediyor ya neyse. Bu arada bence bu kitap 18 yaşını doldurmadan verilmemeli. Daha aklı başında daha anlayarak okuması için bu şart, ziraa ben 24 yaşındayım bazı yazıları hala anlamadım. Görüşürüz.
15 Temmuz 2008 Salı
Erkek ?
Öyle mutluyum ki...
Seni kerata
Bir öpücük
14 Temmuz 2008 Pazartesi
Çok büyük bir gün bugün
Uyku mu o da ne?
11 Temmuz 2008 Cuma
büyüdün mü sen bıdık : )
her halinizle güzelsiniz ah siz bebecikler. beşiğinizde ilk dönüş hareketlerini gerçekleştirmeye çalışırken canhıraş. ve de bir o yana bir bu yana sallanıp oturmaya çalışırken devrilmeden anacıkla babacığın arasına. üç tekerlekli bisiklet hızında ve tatlılığında emeklemeniz, pamuk şekeri misali ilk kelimeniz, ayakları yerden kesen ilk adımlarınız ve de varlığınız. inişlerimiz ve çıkışlarımıza rağmen bizi bir gülücüğünüzle bulutlara taşıyan kıymetli varlığınız...
özken bebek, şu an bana 5 adım uzaktasın. bu mutluluk bile ne güzel. bak işte neleri kadirsin daha şimdiden; hem belli mi olur bir gün dünyayı güzelliğe saracak bir makine yaparsın : )
başak ablan çalışsın şimdi. hoşçakal...
10 Temmuz 2008 Perşembe
Seninle dolu bir eve gitmek...
9 Temmuz 2008 Çarşamba
Muko deden
Dün baban uzun uzun Muko dedenin gençliğini anlattı bana. Yaşam mücadelesini... Ben de seninle; dedenle ilgili unutamadığım ve senin de mutlaka bilmeni istediğim bir anıyı paylaşmak istiyorum. Baban daha nicelerini paylaşacaktır...
2007 yazında Mersin’de dedenlerdeydik. Hep beraber balkonda oturuyorduk. Derken dedenin koluna uçan hamamböceği kondu. Kocaman ve çirkin... Ben refleks olarak fırladım yerimden, baban eliyle itecek oldu böceği. Deden ayağa kalktı birden “ne yapıyorsun, dokunma hayvana” diye... Yumuşakça uzaklaştırdı hayvanı kolundan.
İşte böyle bir insandı deden. Her canlının yaşama hakkına saygı duyardı, her canlıyı severdi. Güzel çirkin, küçük büyük ayırmadan. Taa içinden... "İnsan"dı.
Kitabının bu sayfasını tekrar tekrar okumanı isterim.
Muko dedenin insanlığını unutmamanı...
8 Temmuz 2008 Salı
Şirketten bir diyalog
7 Temmuz 2008 Pazartesi
Abin sana isim arıyor
4 Temmuz 2008 Cuma
Dayının Montaigne hikayesi
Dayından
babanla ilgili bilmen gereken bir şey var o da babanın beni pek sevmediği ve sık sık evden kovduğudur hatta giderken elime çöp bile verir. eğer sen beni çok seversen ona söyle nolur beni eve alsın. ben şu anda öğrenciyim (marmara üniversitesi bilgi ve belge yönetiminde) sen gelince param olur eve boş gelmem sana oyuncaklar alırım. bu arada bölümümün ne işe yaradığını sormadan bizzat göreceğin için de çok mutluyum
bu annenle baban yüzünden çok kitap okuyacaksın bebek çooook. hatta sana ilk verdikleri hediye de bir kitap oluyor dikkat ettiysen. sana tavsiyem hemen şeker portakalını okuyup kurtulman yoksa o seni bir yerde bulur ve okutur.
şimdi ben 24 yaşındayım sen 1 yıl sonra doğacaksın, okumayı öğrenmen 7 yıl sürse o zaman ben (ne yapıyorrr) 24+1+7=32 yaşımda olacam. bildiğin yaşlanacakmışım yaaa. o zaman ben biraz kitap okuyim de sana bir şiir yazim. hadi görüşürüz.
Borcundan belli olsun
Seni nasıl büyüteceğiz?
Yaralarimi en cok sana, bir an bile düşünmeden, sorgulamadan, aslında hep sana gösterdiğim geldi aklıma. Senin her bir yaramı her gördüğünde öpüşlerinle nasıl da kolayca geçirdiğin...
Sonrasında da “bir salkım söğüde su verir gibi” diyor canım şair. Bebeğimizi nasıl büyüteceğimizin gizini veriyor bize. Aslında hep içimizde taşıdığımız, hep öyle yaşadığımız bir giz.
Canım bebek.
Can koca."
Anneannenden bir mail
Babandan
Komşularımıza duyurmak gerek, nüfusumuz bundan kelli yetmiş milyon+1 kişi. Ona göre ayaklarını denk alsınlar.
dördüncü haftanın dördüncü günü
yaşım kırk dört
hane sayısı dört
dört dörtlük mutluluk..."
3 Temmuz 2008 Perşembe
Sen ve abin
Peki FIRAT nehrinin ARAS nehriyle aynı topraklardan çıktığını?
Farklı kaynaklardan doğan ve aynı denize dökülen iki nehir...
Ya da
Farklı yerleri besleyen ama aynı bölgeden çıkan iki nehir...
Sen ve abin...
2 Temmuz 2008 Çarşamba
Hürücan'ın bebeğine mektup
Hayallerimin perisi
Hayallerimin perisi
Bukle bukle saçlı
İdil bebek misin?
Yoksa
Kara kaşlı kara gözlü
Hoşgeleceksin
Kavgaya düşmanlığa
Aldırma sakın
Korkutmasın seni
Sivaslar, madımaklar
Bu ülkede Hrantlar
Ve Elifler yaşayacak
El ele
Korkma bebeğim
Aç gözlerini
Kardeşliğe