18 Temmuz 2008 Cuma

Anlamak

Arkanda zaman bıraktıkça, bileceksin birçok şeyi, bu birçok şey o kadar çok sey ki anlayacaksın da, zaman arkana düştüğü zaman (çok sonra açıklarım ne demek istediğimi). Anlaşılmaz sanma ki sadece benim. Benden daha çok anlaşılmazlar var (Aramızda kalsın annen konuştuğu zaman inan yüzde otuzunu anlıyorum. Çok hızlı konuşuyor yetişemiyorum) ben iyi sayılırım. Konuşmakta güçlük çekerim ama düşünmekte hiç değil. İlk zamanlarında beni anlayacağını çok iyi biliyorum (en azından ikinci yılın sonlarına kadar anlaşırız da sonra sen konuşmayı öğrenince anlaşabilir miyiz bilmiyorum). Her şeye rağmen ben seni anlayacağım.

1 yorum:

Hürücan dedi ki...

Babanın konuşma tarzıyla benimki birbirinden çok farklı gerçekten. Ben ne kadar hızlıysam o da o kadar yavaş. Ben ne kadar gevezeysem o da o kadar az ve öz konuşmayı seven... Hatta öyle ki anneannen babanla ilk tanışması sonrasında "hiç konuşmuyor mu?" diye sormuştu.

Konuşma tarzlarımız farklı olsa da düşünme ve yaşama tarzlarımız aynı. Bu da bize yetiyor da artıyor bile.

Not: Babanın konuşmalarının yüzde yetmişinde, kelimesini ve hatta cümlesini tamamlamak için yanıp tutuşuyorum.