12 Ağustos 2008 Salı

Bir minik masal

Yıllar yıllar önce yazmıştım babana. Sayende bir kez daha hatırladım. Ne mutlu ki baban hala harika fasülye pişiriyor ve ben hala babana dönen çemberleri seviyorum sadece...

Gökten sade iki elmanın düştüğü tatlı bir masal

Küçük bir kız çocuğu...

Boyundan büyük sevgilere kalkışmış!

Koca bir adam ve kibrit çöplerinden bir ev

düşlemiş...

Adamın fasulye pişirdiği kadının şımarıklık yaptığı

yemek saatlerini beklemiş.

Fasulyenin dibi tutsun istemiş,

sevişmenin tatlı unutkanlığından...

 

Küçük bir kız çocuğu...

Aşık olmuş,

aldırmadan çemberin çevresinin kaç metre olduğuna

O hep, inatla sevgilisine dönen çemberleri sevmiş

Bir de çocukken beline takıp çevirdigi çemberleri

ve her seferinde beceremediği

ve her seferinde herkesten önce düşürdüğü belinden

ve yine de bir oyun olduğunun farkında olduğu zamanlardaki gibi.

Bugün de aşk çemberini sürekli çevirip çevirip düşmesine aldanmadan yine takmış beline

çünkü dedik ya

küçük bir kız çocuğu

aşık olmuş...

Ve bütün sevdiği çemberler sevgilisinin çevresinde dönenlermiş


Küçük bir kız çocuğu

adamı her düşündüğünde anlamış

o birlikte gittikleri oyundaki "tek birine hediye edilen, biriktirilen sevgileri"...

 

Kız çocuğu tüm biriktirdiklerini getirip koymuş adamın önüne

ve adam fısıldamış küçük aşık kadının kulağına

"Fasulyeyi ocakta unuttuk"

Hiç yorum yok: