11 Ağustos 2008 Pazartesi

İlk hediyeler...

Sana sadece yaşamımızda bir yer açmadık, dolabımızda da açtık. Şimdiden bir minik torba eşyan var. Arada ister istemez çıkarıp seviyorum onları. Sen daha bu kadar küçücükken sana hediyeler alan insanların elbette normal olduğu söylenemez. Bu biraz fazla heyecandan muzdarip insanlar: ben, anneannen ve Osman Amcan (birçok kişi ona Osman Baba diyor ama sen istersen baban gibi Bayrak da diyebilirsin).

İlk hediyeni Osman Amcan bir yurt dışı seyahatinden dönerken getirdi. Minik, beyaz bir kız çocuğu ayakkabısı... Öyle sevimli bir şey ki uzun süre kitaplığımızın bir köşesinde kaldı. Şimdi bu ayakkabı Marjinal bebelerden biri kız olursa devir teslim töreniyle el değiştirecek. 

Sonraki hediyeler anneannenden geldi. Minik zıbınlar ve birkaç küçük tatlı tulum. Bu kıyafetleri en az beş on kez çıkarıp sonra tekrar katlayarak kaldırmışımdır. Ne yapayım çok sevimliler.

Benim aldıklarım belki de hediye sayılmıyordur (ki çok can sıkıcı olur bu) ama kendimi de bu listeye dahil edeceğim. 3 beyaz tulum aldım sana. Kesinlikle ihtiyaçtan değil, sana bir şeyler alma zevkini yaşamak içindi bu ilk alışveriş.

Son olarak; Osman Amcan yine bir yurt dışı seyahatinden senin için hediyeler getirmiş. Bu kez küçük beyler için tabii... Akşam olmasını ve ilerde sen kokacak bu minik şeyleri görmeyi sabırsızlıkla bekliyorum.

Osman Amcanın yurt dışı seyahatlerini de çok seviyoruz değil mi?

Babası sen de elini cebine at artık! "Torba"da senin de tuzun bulunsun.

Hiç yorum yok: