14 Ağustos 2008 Perşembe

Sadece bir gün sonra

Yarın seni göreceğiz. Bu sefer de her zamanki gibi kaygılar kapladı içimi. Son saatlerde, sonra son dakikalarda artan bir hızla devam edecek bu kaygılar. Taa ki seni o ekranda görene kadar. Bir nevi sınav öncesi sendromu yaşıyorum yine... 

Öğrenciyken az çalıştığım sınavlardan kaçmak çok kolay olurdu. Sabahları uyanır "zayıf alacağıma uyumaya devam edeyim" der ve uyumaya devam ederdim. Ev arkadaşlarım az mı savaştılar benimle bu konuda. İşler bir dönem öyle bir noktaya gelmişti ki Müge Teyzen beni zorla uyandırmakla yetinmez, salonda ve oturur pozisyonda görene dek evden çıkmazdı. Salonda oturur pozisyondan yatakta uyur pozisyona geçmek için çok fazla beklemediğimi anlaması uzun sürmedi tabii. 

Uykuya çabuk dönebilme huyum senin varlığında işimi zorlaştırmıyor kolaylaştırıyor tabii. Gece iki, üç kez tuvalete kalkıp sonra mışıl mışıl uykuya dönebiliyorum ne güzel. Önceden yataktan doğrulduğum anda "nereye?" diye soran baban da çoktan alıştı bu yeni duruma. Kalkıyorum, yeniden yatıyorum, tekrar kalkıyorum, başka yatağa geçiyorum baban hiç tınmıyor. O da rahat, ben de... Her gece defalarca uykuya yeniden ve yeniden dalıyorum. Pek çok rüya da cabası.

Gece gelirsen doğumdan hemen sonra da mışıl mışıl uyur muyum acaba? Yoksa bu huyumu değiştirmek de yalnız sana mı nasip olacak? 

Sanırım öyle...

Hiç yorum yok: