16 Eylül 2008 Salı

Aşık olmak gibi bir şey

Babana yeni yeni aşık olduğum günlerde böyleydim. Bir anda o gelirdi aklıma ve içimi bir heyecan kaplardı. Midemle kalbim arasında bir yerlerde hafif bir sıkışma... Başlangıcın, bilinmezliğin o tuhaf duyguları. Yıllar sonra yeniden yaşıyorum bu hisleri. Günlük hayatın koşturması içinde bir anda aklıma geliveriyorsun, doğacağın gün ve sonrası... İşte o an tam da babana aşık olduğum günlerdeki sıkışma, kuruluyor her zamanki yerine.

Bu sıkışmalar senin için de baban için olduğu gibi yerini büyük bir sevgiye bırakacak. Emekle yoğrulmuş, adım adım büyütülmüş bir sevgiye...

Babana aşık olduğum bu ilk günlerde, ne zaman bu sıkışmaları yaşasam hep bir kare gelirdi gözümün önüne. Ona sarıldığım an ve onun beni sımsıkı kucaklayışı... Şimdi bu karede bir de sen varsın. Yumuşacık kucaklamışım seni. Sen başını bana yaslamışsın, ben babana... Babanın diğer kolunun altında abin. Ve baban o anlarda sanırım dünyanın en mutlu adamı...

Bir zamanlar yazdığı gibi babanın "dört dörtlük bir mutluluk" karesi işte... Hepimiz zevkten dört köşe...

Hiç yorum yok: