9 Eylül 2008 Salı

Laf aramızda

Babanı severken ben de onun en çok iyiliğinden etkilenmişimdir. Sadece bana karşı değil, çevresine karşı da. Yıllar yıllar önce bir akşam hiç unutmuyorum; Rıfat Ilgaz'la ilgili bir şeyler anlatıyordum ona. Yaşının epey ileri bir döneminde gözaltına pek çok insanla birlikte alınmış üstelik darp edilmişti. Epey kızgın bir tonda babana bunu anlatırken gözlerinden yaşlar süzüldüğünü gördüm. Sonra bir başka akşam haberlerde izlediğim bir adamı anlatmıştım ona. Bu adam boşaltılmış bir köyde tek başına yaşıyordu ve her gün dama çıkıp umutla birilerinin köye dönmesini bekliyordu. Baban yine koyvermişti gözyaşlarını. Ona aşık olmak için pekçok nedenden sadece iki tanesi daha bir balkonda beş dakika içinde yaşandı. Her gün yenileri ekleniyor ve baban sürekli benim onu daha çok sevmem için bir şeyler yapıp duruyor. İstemeden, kendiliğinden, öyle varolduğundan. Liste başını hep taze tutuyor. Ve "cemali neden bu kadar seviyorum" listesinin ilk sırasında hep onun iyiliği yer alıyor.

(İkinci sırada ise gayet sığ bir şekilde heybetli boyu posu geliyor laf aramızda. Beni seviş biçimini ise bu listeye konulamaz derecesinde paha biçilmez buluyorum. O bambaşka...).

Hiç yorum yok: