9 Eylül 2008 Salı

"Tiyatroya gidiyoruz"

Anneannenin zamanında bizimle paylaştığı bu anı gerçekten kitabımıza girmeyi hak ediyor. Başrolde anneannenin babası, benim dedem, senin büyük deden Ramazan Dinçsoy. Dün anlatacağımı söylediğim hikayeyi gel anneannenin kaleminden okuyalım:

"Babam taksi şoförü idi. Bazen çok kazanır, bazen az kazanırdı. Az kazandığı kış günlerinden biriydi. Evde odun bitmiş, sobayı yakamıyorduk. Hepimiz soğuktan tir tir titriyorduk. Babam işten gelmiş, yemeğini yemiş, bizi seyrediyordu. Birden ayağa kalktı. "Haydi sizi tiyatroya götürüyorum" dedi. Annem kızgınlıkla babama baktı ("Odun alamıyorsun, tiyatroya mı götüreceksin" der gibiydi). Babam, anneme aldırış etmeden "Haydi arkama dizilin" dedi.

Babam önde, biz 4 kız 2 oğlan (en büyük ablam evlendiğinden o yoktu) yaş sırasına göre babamın arkasına birbirimizin belini tutarak dizildik. Babam düdük çalar gibi garip sesler çıkararak "Haydi yola çıkıyoruz" dedi. Ve evin ortasında bir daire çizerek koşmaya başladık. Babam habire konuşuyordu "Haydi karşıya geçiyoruz. Arabalara dikkat edin. Tamam şimdi kaldırıma çıkın. Bir-iki-bir-iki. Hoooop tiyatroya geldik." Evin içinde 10-15 tur atmış, gülmekten her birimiz bir yana yığılmıştık. Ne soğuk kalmıştı, ne üşümemiz. Annemi de en sonunda güldürmüştü babam. O gece sımsıcak bir sevgiyle ısınmış ve mışıl mışıl uyumuştuk."

İşte sen böyle bir dedeyle aynı genleri paylaşıyorsun. Zor durumlarda mutlu olmanın yolunu kolayca bulabilmelisin. Ve gülmenin...

Hiç yorum yok: