Sen yaşamıma girdiğinden beri büsbütün duygusallaştığımı zaten söylemiştim. Geçen gün fark ettim ki şarkılar da sesler de daha güzel seninle. Takside giderken örneğin, birden çok sevdiğim bir türkü çalmaya başladı. Ruhi Su "Drama köprüsü"nü söylüyordu. Hemen doldu gözlerim. Zor tuttum kendimi ağlamamak için... Oysa ortada acıklı hiçbir durum yoktu. Küçük Prens'in dediği gibi "ne tuhaf yer şu gözyaşı ülkesi"...
Sen içimdesin diye her şey daha çok işliyor içime. Bu kesin.
Bak aklıma geldi; Küçük Prens'i mutlaka okumalıyım sana. Okudukça senin dünyana da daha çok yaklaşacağımız kesin. Belki o zaman sen fil yutmuş bir yılan resmi yaptığında, şapka resmi işte deyip geçmeyiz...
Çok sevdiğim bir minik bölümle bitirelim.
"..Güzelsiniz ama boşsunuz, diye ekledi. Kimse sizin için canını vermez. Buradan geçen herhangi bir yolcu benim gülümün size benzediğini sansa bile, o tek başına topunuzdan önemlidir. Çünkü üstünü fanusla örttüğüm odur, rüzgardan koruduğum odur, kelebek olsunlar diye bıraktığımız birkaç tanenin dışında bütün tırtılları uğruna öldürdüğüm odur. Yakınmasına, böbürlenmesine, hatta susmasına kulak verdiğim odur. Çünkü benim gülümdür o.."
Sonrasında şöyle der tilkiyle konuşurken "Bir çiçek var sanırım o beni evcilleştirdi"
Bizim gülümüzsün sen de. Susmasına kulak vereceğimiz... Bizi evcilleştirecek...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
1 yorum:
Birçok şey ağlatır anneni, ama ben türkü söyleyerek ağlatamadım ya anneni ona yanarım.
Yorum Gönder